Amerika’nın Resmî Dilinin İngilizce Olmamasının Ardındaki İlginç Ama Haklı Neden
Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin çoğunda resmî bir dil bulunurken Amerika Birleşik Devletleri’nde tam tersi olduğunu biliyor muydunuz?
Ardında yatan sebepler, oldukça ilginç ve bir o kadar da mantıklı.
Resmî dilin olmaması, kurucularının ideallerine dayanıyor.
Dünya genelinde yaklaşık 180 ülkenin resmî bir dili bulunuyor ve bu ülkelerden 100’den fazlasında, birden çok dil tanınmış durumda.
Resmî diller, ülkelerin yönetimlerinde evrensel bir iletişim aracı oluşturmak, yasalar ve haklar gibi konuları daha kolay tanımlamak amacıyla kabul ediliyor. Ayrıca ulusal birliği teşvik etmek ve kültürel kimliği korumak için de bir araç olarak kullanılabiliyor.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri, 18. yüzyılda kurulurken bireysel özgürlük ve eşitlik gibi idealler ön plandaydı.
İngilizce, 1700’ler boyunca Amerikan kolonilerinde en baskın dil olarak kendini gösterse de halkın önemli bir kısmı hâlâ anavatanlarından getirdikleri Almanca, Felemenkçe, Fransızca, İsveççe, İtalyanca gibi dillerini konuşuyordu.
Çok kültürlü bir göçmen ülkesi olarak bir dili diğerine tercih etmek, haksızlık olarak görüldü.
1780’de John Adams, İngilizcenin Amerika’nın resmî dili olması gerektiğini Kıta Kongresi’ne önerdi ancak bu öneri “antidemokratik ve bireysel özgürlüğe tehdit” olarak değerlendirildi.
Bir şehir efsanesine göre Kongre, Almancayı kabul etmeye çok yaklaştı ancak ilk ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Frederick Muhlenberg’in tek bir oyu nedeniyle geçmedi. Ancak hikâyenin efsane olduğunu unutmamak gerek.
ABD federal düzeyde dil tanımasa da 50 eyaletin 32’si ve beş ABD bölgesinin tamamı yerel düzeyde İngilizceyi resmî dil olarak tanımıştır.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: